Bölgesel bir araştırmaya kaynaklık etmek üzere illerin istatistikî verilerine bakıyorum. Dikkat çeken bir konu göze çarpıyor. Elazığ’ın 2013 ve 2014 yılı uçak yolcu sayıları… Elazığ’ın yolcu kapasitesi çevre illerden oldukça yüksek. Nüfusu Elazığ’dan 200 bin daha fazla olmasına rağmen THY istatistikleri 2014 verilerine göre Malatya’da yolcu sayısı 630 bin iken Elazığ’da bu sayı yüzde 45 fazlasıyla 910 bin. Bu rakam, 2013 yılında ise Malatya 639 bin, Elazığ 838 bin olarak kayıtlara girmiş.
THY istatistiklerinden aldığımız bu veriler önemli bir gerçeği dikkatlerimize sunuyor. Nüfusu, sanayi ve üretim konusunda şehrimizden önde olduğunu bildiğimiz Malatya’nın yolcu trafiğine karşın, ilimizde bu şehrin de fevkinde önemli oranda yolcu potansiyeli var.
Bu verileri her bir alanda yorumlamalar yapıp buralardan değişik sonuçlara ulaşmak mümkün. Bu verileri şehrin ticari, sanayi, eğitim, sağlık, kongre, turizm ve daha birçok sektörle ilgili yorumları yapılabilir. Ancak yalın gerçek şudur ki Elazığ’ın yolcu kapasitesi oldukça yüksek.
İnsanlarımızın çoğu daha rahat ve geçmişe nazaran belki ucuz olduğu için havayollarını tercih ediyor. Ancak bir gerçek daha var ki bu tercihi biraz da mecburiyetten yapıyor. Günümüzde zaman önemli. Hızlı bir ulaşım isteniyor. Bu da yetmez konfor isteniyor.
Yolculukta alternatifi ne insanların? Elazığ için havayolu ya da karayolu. Denizimiz olmadığına göre üçüncü bir tercih yok. Aslında var da yok. Nedir o alternatif? Demiryolu…
Sizler en son ne zaman tren yolculuğu yaptınız bilmem ama 28 yıl önce 1987 yılında üniversite sonunda öğretmenlik yeterlik sınavı için Malatya’ya trenle gitmiştik. O gün için arkadaş gurubuyla seyahat etiğimiz için nasıl geçtiğini pek anlamış ve neşeyle Malatya’ya varmıştık ama sonrasında ulaşımda tren, tercihlerimiz arasında hiç olmadı.
Mevcut imkân ve hatlarla demiryolu taşımacılığı ilimiz için alternatif değil. Ancak son yıllarda hızlı ve güvenilir taşımacılıkta yüksek hızlı tren alternatifi öne çıkmaya başladı. Birkaç yıl önce hükümetin daha bir aşkla başladığı bu proje, hangi ellerle yapıldı bilinmez, bazı kazalar gerekçe gösterilerek inkıtaya uğradı ama şimdilerde proje yeniden hız kazandı.
Zamanın en etkin ve verimli biçimde kullanılması ihtiyacı, karayolu ulaşım araçlarının çevreye verdiği zararların en aza indirilmesi ve diğer ulaşım vasıtalarına göre demiryolunun daha güvenilir bir ulaşım aracı olması, demiryolu konusunda gelişmiş bazı Dünya ve Avrupa ülkelerini hızlı tren hatlarının yapımı konusunda önemli yatırımlar yapmaya zorladı.
Bu gerçeği gören Ak Parti hükümetleri de 2003 yılından demiryollarını tercih edilen alternatif ulaşım metodu olarak yeniden devlet politikası haline getirmiş, ilk etapta Ankara-İstanbul hattında yapılan seyahat süresinin kısaltılmasını saplayan projeyi hayata geçirmiştir. Bu hattın ardından Ankara, Eskişehir, İstanbul, Konya, İzmir, Sivas, Bursa gibi yolcu potansiyeli ve nüfus açısından ülkemizin büyük kentlerini birbirlerine bağlayacak olan koridorlarda hızlı tren hatlarının yapılması için çalışma başlatılmış ve birçoğu bugün hayata geçmiştir.
Elazığ’ın hızlı tren projesi kapsamına alınması Sivas-Erzincan Hızlı Tren Hattına, Malatya-Elazığ ve Diyarbakır hattına eklenmesi ile mümkündür. Bu konu geçtiğimiz yıl Elazığ STK Platformu tarafından raporlaştırılarak ilgililere sunulmuş ve bu konuda girişimler başlatılmıştı.
Elazığ; Harput ve Palu’da yoğunlaşan inanç turizmi yanında, Sivrice ilçesi ve Hazar Gölü ile deniz, Hazarbaba kayak merkezi ile kış turizmi ve kayak sporu, Keban Baraj Gölü ile su sporları, Fırat Üniversitesi ile kongre turizmi, öne çıkan kurumlarıyla sağlık sektörü, kaplıcalar ile termal turizminde önemli bir mevkidedir. Bunlarla birlikte alabalık, mermer, krom, üzüm ürünleri, kayısı, sebze ve meyve ile ticaret üssü alanında önemli bir konuma sahiptir.
Lojistik üssü olma noktasında öne çıkan Elazığ’a hızlı trenin gelişi, bölge ticareti ve istihdamını da artıracaktır.
Şimdi THY’nin istatistikî verilerinin de yeniden yorumlanarak Hızlı Tren Projesinin yeniden ve etkin bir şekilde gündeme taşınması ve bu konuda daha etkin adımlar atılması gerekmekte. İnanıyoruz ki bu konuda taleplerimizi raporlar ve rakamlar üzerinden de ifade edebilirsek sonuca ulaşabiliriz.