Gerçekte çok zor günlerden geçiyoruz.
Hastalığın getirmiş olduğu maddi ve manevi sıkıntıları burada anlatmaya gerek yok.
Bu yaşadığımız sıkıntıların yanında Dünyanın her yerinde oluk oluk Müslüman kanı akması ve buna karşı bir şey yapamamak yaşadığımız manevi sıkıntıları daha da artırmakta.
İsrail’in yılardır yapmış olduğu soykırıma devam etmesi, son günlerde yüzlerce Filistinli kardeşimizi katletmesi ve dünyanın bu soykırım karşısında seyirci kalmasının en büyük sebebi biz Müslümanların ben merkezli tavırlarının olduğu kanaatindeyim.
Bizler birlik olabilseydik bu katil devlet bunları yapamayacaktı.
Yaradan'ın emirlerini unutmuşuz.
“Hepiniz toptan Allah’ın ipine sarılınız, parçalanıp ayrılmayınız...”
“Ancak müminler kardeştirler”
Birlik ve beraberlik içeresinde olmamız gerekirken aksine daha fazla bölünüp parçalanmak için elimizden geleni yapıyoruz.
Bir araya gelip ortak hareket etme tavrımızı yitirmişiz.
Bana değmeyen yılan bin yaşasın zihniyeti hakim olmuş.
Her kesimde ciddi ayrılıklar ve ötekileştirme alıp başını gitmiş.
Müslüman coğrafyaya baktığımızda kardeş kardeşi öldürüyor.
Batının oyunu doğrultusunda ne yazık ki bunları yapıyoruz.
Yüz yıllardır birlik ve beraberlik içerisinde hareket edemediğimiz için hep mağdur olanlar bizleriz.
Bizi bölüp parçalayan ve bir birimize düşman eden batı zihniyeti kendi aralarında birlik ve beraberliği geliştirmek için azami özeni gösteriyor.
Yıllar önce Fransa’da yayın hayatına devam eden İslam ve Türk düşmanı yayınlar yapan Charlie Hebdo dergisine yönelik bir terör saldırısı oldu.
Burada çalışan kişilerin hayatını kaybetmesi üzerine tüm ülkeler hep birlikte saf tutup yürüdü.
Paris’te yapılan bu yürüyüşe 50 ülkeden devlet ve hükümet başkanı, diğer Ülkelerden de üst düzey yöneticilerin katıldığı bu yürüyüşe 3.5 milyon insan katıldı.
Teröre hep birlikte tepki koyuldu.
Bu tabloyu Müslümanlara karşı yapılan terör eylemlerinde görmek imkansız.
Son 25 yılda 12.5 milyonun dan fazla Müslüman savaş ve benzeri sepeler den öldürülmüş.
Avrupa'nın ortasında, uzak doğuda, orta doğuda ve dünyanın her köşesine de Müslümanlara karşı yıllardır soykırım yapılıyor hiç kimseden ses yok.
Asıl üzücü olan bu duruma en fazla seyirci kalanlar ise yine Müslümanlar.
Tepki verenler yok değil ama gösterilen tepkilerin yetersizliğinde dolayı, İsrail gibi soykırım yapan Ülkeler geri adım atmadıkları gibi katliamlarının şiddettin her gün daha da artırarak devam ettiriyorlar.
Filistinli kardeşlerimiz yılardır çok zor durumdalar ,başlarına tonlarca bomba yağıyor yüzlerce sivil ölüyor veya sakat kalıyor.
Bu insanlık dışı katliamını devam ettiren İsrail'e karşı en büyük tepkiyi her zaman olduğu gibi devletimiz gösterdi.
Bunun yanında siyasi partilerimiz, STK'mız da tepkiler gösterdiler.
Müslüman ülkelerinin bu konuda bir araya gelip ortak bir tavır koyup yaptırımlar uygulaması içimizden geçendi.
Ne yazık ki göremedik.
Kardeşlerimiz yapılan bu zulümler karşısında dahi ortak bir tavır sergileyemedik.
Son günlerde gösterilen tepkilere baktığımızda bu ayrışmayı görmek mümkün.
Gönlümüzden geçen Paris teki gibi bir tabloydu.
Maalesef ben merkezli tavrımızdan hiç vazgeçmediğimiz söyleyebiliriz.
Seni ve beni bırakıp hep birlikte saf tutup yürüyemedik.
Şehrimizde de İsrail'in zulmüne karşı tepkiler gösterilip yürüyüşler yapıldı..
Tabloya baktığımızda kendi içimizde dahi ortak bir fotoğraf veremezken bu tepkilerimizin muhatapları bizi ne kadar dikkate alır, bunu düşünmek gerekir.
Şehrimizde Pazartesi çok az katılımlı bir yürüyüş yapıldı.
Seçim otobüsüyle kişinin ismi anons edilerek ve ön plana çıkartılarak yapılan bu yürüyüşü görünce, şu soruların cevabınız size bırakıyorum.
Siyasi bir miting mi yapıyoruz, mazluma destek mi veriyoruz?
Ben merkezli ve kişiyi ön plana çıkartan bu tavırlar ne kadar fayda sağlar?
İsrail’e karşı tepki gösteren her kişiye, kuruluşa ve STK'lara ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Emeğe karşı saygı benim önceliklerimdendir.
Haksızlık karşısında sesiz kalmamalıyız.
İstediğimiz amaca ulaşmak için gösterdiğimiz tavırlarımızın ne kadar fayda sağlayıp, sağlamayacağını yeniden gözden geçirmemiz gerektiği kanaatindeyim.
Saygılarımla....
KUDÜS’ÜN FERYADI
Bosna’da, Sincan’da Gazze'de zulümler
Müslümanlar oturmuş sıralarını bekler
Bunları yapanlar katil Siyonistler
Oturma zamanı değil Peygamberimiz komşularını bekler
Camiler kapalı kılınmaz namazlar
Kıyama kalkmış gencecik fidanlar
Oturmuş seyrediyor bütün Müslümanlar
Selahaddin Eyyubi’nin kemikleri sızlar
Lanetli kavimdir bunları tanı
Musa’ya ihanet eden bu alçakları
Hayalleri uğruna akıttıkları Müslüman kanı
Hesabını biz vereceğiz unutma o anı
Gazze'nin etrafı kalın duvarlar
İçerisinde çocuklar, analar ve bacılar
Gökten yağar kalleşçe bomalar
Anaların feryadı ciğerleri dağlar
Duvarlar yüksektir feryatlar duyulmaz
Zulmümün karşısında sesiz kalınmaz
Selahaddin Eyyubi’nin yemini olmasa
Yapılanlar ile bu sorun hal olmaz.