Eflatun : 13 Yıldır Ayrımcılık Devam Ediyor!
Kamusen İl Temsilcisi Kerim Eflatun kamu kurumlarında ayrımcılığın yapıldığını açıkladı.
Kamusen İl Temsilcisi Kerim Eflatun kamu kurumlarında ayrımcılığın yapıldığını açıkladı.
Eflatun, “Her seçim sattı mahallinde olduğu gibi yine AKP’nin aldatma ve kandırmalarıyla karşı karşıyayız. Kamu kurum ve kuruluşlarında 13 yıldır yapılan ayırımcılıklar ortada iken billboardlara asılan afişleri ciddi bulmuyoruz.
Türk ve Türlük düşmanı olanlarla masaya oturanların, Türkiye Kamu-Sen mensuplarını dışlama gayretinde olduklarına, “Bizimle hesabı olanlarla bizim de hesabımız var”, “Son 13 yılda çok sıkıntılar yaşadık, badireler atlattık ama teslim olmadık. Hiçbir arkadaşımız makam unvan için kendini feda etmedi. Mücadeleyi seçti, zor olanı tercih etti. Adamlar çıkmış seçim beyannamesi yayınlıyorlar, bir maddesi şu “Ayrımcılığı ortadan kaldıracağız” sokakta afişler asılmış, “Sen ben yok, Türkiye var” yazıyor. Makam olduğunda sen ben var, benim adamım senin adamın var, okul müdürü seçerken benim yandaşım var. Türkiye Kamu-Sen’in üyelerini üçüncü sınıf adam yerine koymak var ama bugün sokaklara “Sen ben yok, Türkiye var yazacaksın” olmaz böyle şey. Eğer Türkiye’de bugün sen ben kavramı 13 yıl evvelinden çok daha fazla derinleşmişse, o’nun sebepleri de müsebbibi de bellidir. “Ayrımcılığı kaldıracağız, Sen be yok Türkiye var” gibi sözlerin arkasına saklanmak çok doğru değil.
Hz. Peygamber efendimizi sevmeyen, saymayan bir tek insan çıkar mı camiamızda? Atatürk’e ve silah arkadaşlarına, şehitlerimize saygısızlık yapan bir tek insan çıkar mı? Hırsızı, namussuzu, ihaneti hoş görecek bir kişi var mı aramızda? Çıkmaz ama bu özelliklere sahip kişilere düşman olan insanlar nasıl insanlardır? Nasıl bir zihniyet taşımaktadırlar? Türkiye Kamu-Sen mensuplarını adeta yok etmeye çalışan ve onları 13 yıldır üçüncü sınıf insan gibi gören bir zihniyet var. Bunlar PKK’lı teröristlerle dahi masaya oturmadılar mı? Bunlar, Şivan Perver gibi Türk ve Türklük düşmanı bir adamı kırmızı halılar sererek, gözyaşları içinde Diyarbakır’da ağırlamadılar mı? Bunlar o kadar kıymetli ama Türkiye Kamu-Sen’in vatansever mensupları üçüncü sınıf vatandaş öyle mi? Camiamız bunu hazmedemiyor, kendi nefsine yediremiyor.
“Biz kefenlerimizi giydik” diyorlar, nasıl kefen giydilerse cep dolu kefenin her yeri. O cepleri ne kadar doldursan dolmuyor. Bizim kefenimizin cebi yok, biz o kefeni 40 yıl önce giydik, hala da üzerimizden çıkarmadık, eyvallah etmedik. Sadece kendi nefsimiz için yaşamadık, bu ülke ne olursa olsun demedik. Siyasi ikbal uğruna, vatan hainleri ile hırsızlarla kol kola girmeyi marifet saymadık. Bizimle hesapları var ama bizimle hesabı olanlar nasıl insanlar, biz bunu, böyle bir muameleyi hak etmedik. Bizimle hesabı olanlarla, bizimde bir hesabımız var. Biz bu hesabı şahsımız adına ne bugün ne yarın unutacağız, nefes aldığımız sürece bu hesabı görmek adına hangi risk gerekiyorsa o riski alacağız, o mücadelenin içinde olacağız.
Biz ne ergenekoncu, ne de paralelci olduk. Biz her zaman gönül adamı, Türkiye sevdalısı olduk. Her daim haksızlıkların, yanlışların karşısında olduk. Yüce kitabımız Kuran-ı Kerim’de de yazıldığı gibi; “Zalim olmayınız” diyor. “Kimseye zulmetmeyiniz. Zalimin yardımcısı olmayın” diyor. HZ. Peygamberimiz de diyor ki, “Bir haksızlık gördüğünüzde elinizle düzeltiniz, eğer elinizle düzeltemiyorsanız bunu dilinizle düzeltiniz. Bu da yetmiyorsa, buğz edin” diyor. Yani haksızlık gördüğünüzde, bir şekilde müdahalede bulunacağız. Dinimiz bunu emrediyor, Hz Peygamber efendimiz bunu buyuruyor. Bir insana haksızlık yapıldığı zaman susalım mı?
Bu ülke öyle bir yönetilmeli ki, meşrebi, mezhebi ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti’nin her bir vatandaşı yüce Allah’ın bir emaneti olarak görülsün. Bizim ecdadımız değil miydi, Endülüs Emevi Devleti yıkılırken, Yahudilere kucak açan, zulme uğradıklarında onları gemilerle Anadolu’ya taşıyan! Biz bu neslin evlatları, torunlarıyız. Birilerine zulmedilirken, susmak kadar alçaklık olabilir mi? Ermeni’yi sadık teba olarak gören de bizim ecdadımızdır. 22 milyon kilometre karede, 72,5 millete 600 sene adaletle hükmeden yine bizim ecdadımızdır. 780 bin kilometre karelik Anadolu coğrafyasını, 36 etnik gruba ayırıp sonra onları birbirlerine düşman eden kim bellidir. Bizim genlerimize, kültürümüze uygun davranmak gibi bir sorumluluğumuz vardır.
Türkiye Kamu-Sen’in haksızlıkların karşısında olmaya devam edecektir, “Türkiye hukuksuzluğun, insan hakları ihlallerinin, adaletsizliğin kök saldığı, insanların geleceğinden umudunu kestiği bir ülke olamaz” “13 yıllık iktidarı boyunca vatandaşlarına zulmedenlere, çalışanlarına haklarını vermeyenlere, işsiz gençlerini görmezden gelenlere, emeklilerini sefalet içinde yaşamaya mahkum edenlere artık cevap verilmelidir. Ülkesi için ciddi kaygılar taşıyan vatandaşlarımızın sesini yükselteceğine ve içinde vatan sevgisi olanların ellerinden geleni yapacaklarına eminim. Türkiye hukuksuzluğun, insan hakları ihlallerinin, adaletsizliğin kök saldığı, insanların geleceğinden umudunu kestiği bir ülke olamaz. Ülkenin ve milletin geleceği adına Türkiye Kamu-Sen var ve her zaman da var olacaktır” dedi.