DEMİR'den İddialar

MHP İl Başkanı Oğuzhan Demir, Partinin olağanüstü kongreye gitmesi için imza veren ve bu nedenle Elazığ il teşkilatı kapatılarak görevden alınan eski il başkanı Abdulvahap Erdem hakkında önemli iddialarda bulundu. Demir, 1 Kasım seçimlerinden milletvekili adayı olmak istediğini ve aday gösterilmeyince de seçimde çalışmadığını öne sürdüğü Erdem hakkında maddi konularda da suçlamalar yaptı.

MHP İl Başkanı Oğuzhan Demir, Partinin olağanüstü kongreye gitmesi için imza veren ve bu nedenle Elazığ il teşkilatı kapatılarak görevden alınan eski il başkanı Abdulvahap Erdem hakkında önemli iddialarda bulundu. Demir’in iddialarına göre 21 Şubat’tan görevden alınan Erdem, ertesi günü parti teşkilatına ait paraları kendine yakın teşkilatlara gönderdi.

Erdem’in 1 Kasım seçimlerinden milletvekili adayı olmak istediğini de öne süren İl Başkanı Oğuzhan Demir, genel seçimlerde MHP’nin başarısızlığını da o dönemin il yönetimine yükledi.

Başkan Oğuzhan DEMİR'in açıklamalarında şu ifadeler yer aldı;

"

“Basına ve kamuoyuna,

22 Şubat 2016 tarihinden önceki süreçte parti disiplinine uymayan davranış ve açıklamaları ve de istifa etme asaletini gösterememesi neticesinde, MHP Genel Merkezi tarafından kapatılan Elazığ İl ve Merkez İlçe Teşkilatları’nın yerine Elazığ İl Teşkilatı’na ben ve yönetim kurulum, Merkez İlçe Teşkilatı’na ise Niyazi Rıdvan Kaya ve yönetim kurulu atanmıştı.
Geldiğimiz günden bugüne teşkilatlarımız zarar görmesin diye, kapatılan teşkilatlarla, yöneticileriyle veya başkanlarıyla alakalı teşkilat töresi gereği hiçbir açıklamada bulunmamayı uygun görmüştük.
Lakin, kapatılma suretiyle görevden alınan teşkilat başkanlarının genel başkanımız, partimiz ve şahsımız ile alakalı iftira mahiyetindeki sözleri ve davranışlarına binaen bu açıklamaları yapmamız kaçınılmaz olmuştur.
         21 Şubat 2016 tarihinde görevden alınmış gibi açıklama yapan kapatılan il teşkilatının il başkanı, 22 Şubat 2016 tarihinde yani il teşkilatının kapatıldığı gün partimizin bankada bulunan parasını çektirip, kendine yakın bulduğu teşkilatlara paylaştırmıştır.
Paylaştırdığı paraların bir kısmının akıbeti de meçhuldür.
1 Kasım seçimlerinde kullanılmak veya partimize mülkiyet alımında kullanılmak için toplanan paralar, her iki amaçla da kullanılmamış 22 Şubat 2016 tarihine kadar kendi güvenceleri için “Yedek akçe” olarak bekletmişlerdir.
Ayrıca da 1 Kasım seçim döneminde beldelere, ilçelere para yokluğundan bahsedenlerin ve hiçbir faaliyet yapmayanların, bugün hangi kaynakla Türkiye’yi il il gezdikleri de manidardır.
         1 Kasım seçimlerinde seçim iletişim merkezi açtırmayan, anons araçlarını şehitlerimin ruhu incinir bahanesiyle gezdirtmeyen, afiş, flama ve bayrak astırtmayan ve bu uygulamalarıyla AKP Genel başkanı ile örtüşen, yani AKP’nin değirmenine su taşıyan kapatılan il teşkilatının il başkanı; 5 Mart 2016 tarihinde AKŞENER’in Elazığ ziyareti için şehitlerimizin ruhlarının incinmesini bile hiçe sayarak, müzikli anons araçları gezdirtmiştir.
1 Kasım seçimlerinde hiçbir faaliyetle alakalı SMS göndermeyen kapatılmış il teşkilatının il başkanı, AKŞENER için parti ismimizi kullanarak toplu SMS göndererek davette bulunmuş, kanunen suç işleyecek kadar da küçülmüştür.
         Bizim dönemimizde açılan belde teşkilatlarını, 1 Kasım seçimler öncesinde kapatıp, beldeleri ve ilçeleri kaderine terk etmiştir.
         Elazığ milletvekili listelerini, il ve merkez ilçe başkanlarının yapılan temayül yoklamasını görmezden gelerek belirlemiş olmalarına rağmen, listenin belirlenmesi ile alakalı kriterlerin neler olduğu yönünde de hiçbir açıklamada bulunamamışlardır. Çünkü il başkanlığı seçimlerinde birçok milletvekili adayına namus, şeref ve haysiyetleri üzerine yemin edip, oy devşirme hesabı yapmış ve de namus, şeref ve haysiyetleri üzerine verdikleri sözde de durmamışlardır.
Yüce rabbimiz, İsra suresinde “Ahde vefa gösterin, verdiğiniz sözde durun” diyor. Hz. Peygamberimiz Hadis-i şeriflerinde “Ahde vefası olmayanın, imanı olmaz” diyor. Genel Başkanımız “Hayatta şeref ve haysiyetten başka, her kaybın telafisi mümkündür” diyor. Biz de “Çıktığı yolda menfaati gereği ihanet etmediği yol arkadaşı kalmayan sizlere, kaybettiğiniz değerlerin telafisi mümkün değildir” diyoruz.
         7 Haziran seçimlerini büyük bir başarıymış gibi göstermeye çalışan dönemin il başkanı, benim il başkanı olduğum 30 Mart 2014 yerel seçimlerindeki il genelinde aldığımız oyları anca alabilmiştir. Kendisinin merkez ilçe başkanı olarak Belediye Başkan Adayımız, Belediye Meclis Üyesi ve İl Genel Meclis Üyesi adayı arkadaşlarımızla girdiği polemikler, parti ve adaylarımız aleyhine söylemleri halen daha hafızalardadır.
         1 Kasım seçimleri öncesi, kapatılan teşkilatın il başkanı 1. Sıra adayı gösterilmesi için Genel Merkez yetkilerimizle görüşmüş, rağbet bulamayınca da seçim çalışmalarını savsaklamış, neticesinde bıraktığımız 67.800 oyu 44.140’a düşürmüş, bizim dönemimizde partimizin Elazığ’da var olan 1 milletvekilliğinin kaybedilmesi için sürece seyirci kalmıştır.
1 Kasım seçim sonuçlarıyla alakalı olarak da önce bazı aday ve aday adaylarını, sonrasında ise samimi bir şekilde partisine çalışan ülkücüleri suçlamıştır.
2 Kasım günü sabahın erken saatlerinde, 283 sayfa raporu genel başkanımıza teslim etmiş, ellerinden öpmüş ve bağlılıklarını da bildirmiştir. Anlayamadığımız odur ki, seçim gecesi 283 sayfa rapor nasıl hazırlanmış, seçim sonuçları sağlıklı şekilde değerlendirilmeden, seçim üzerinden 1 gün dahi geçmeden hiçbir teşkilatımızla istişare yapılmadan bu rapor nasıl hazırlanmıştır?
Ama biz biliyoruz ki, sadece kendi menfaatleri doğrultusunda kendini temize çıkarmak için daha önceden hazırlanan bu raporlar ki sonuç itibariyle de genel başkanımız tarafından da inandırıcı bulunmamıştır.
Hal böyle olunca da çareyi genel başkanımızı suçlayıcı açıklamalarda bulunarak ve kendisine ne vaat edildiğini bilmediğimiz ama bize göre de gelmesinin mümkün olmayacağı bir makam vaadinden dolayı AKŞENER tarafına geçmekte bulmuştur. Daha önceki süreçlerde AKŞENER ile alakalı söylediklerinin şahidi, kendi yönetim kurulundaki arkadaşlarıdır.
Bu tavırları bizce ülkücü ideolojinin şahsiyetçilik ilkesini iyi kavrayamadığından veya şahsiyet noksanlığından ileri gelmektedir.
Görevdeyken ektiği fitne-fesat tohumları yetmezmiş gibi şimdilerde de kendisinin de 4 yıl kadar kaldığı ama bir çivi dahi çakmadığı teşkilat hizmet binamızın partililerimize daha iyi hizmet sunulabilmesi için bizler tarafından daha uygun bir yere taşınmasını, kaderine terk ettiği beldelerin ve ilçelerin aktif hale getirilecek çalışmaların yapılmasına çok içerlemiş olmalı ki sıfır lira ile teslim edilen teşkilatı sanki bol maddi imkanla bırakmışlar gibi anlatmaya başlamışlardır. Yine bir Hadis-i Şerifte Hz. Peygamberimiz “Fitne uykudadır, uyandırana Allah lanet etsin” buyurmuşlardır.
Bize göre de, bu yalanları anlatanlar, böyle olduğunu ima edenler, ülkücü ideolojinin ahlakçılık ilkesini kavrayamayan ahlak yoksunlarıdır.
         Benim Kurucu il başkanı olarak atanma kararım ise tamamen Genel Başkanımıza aittir. Benden önce de, Genel Başkanımızın İl başkanlığı konusunda hiç kimseye teklifi olmamıştır. Üstelik Milliyetçi Hareket Partisi Divan üyeleri üzerinden il başkanı olmak isteyen 8 kişinin müracaatları da bilinmekte ve bu kişilerin bir kaçının il başkanı olamadıktan sonra AKŞENER saflarına geçtiği de bilinmektedir.
Ben, 2011 yılında atanmış il başkanı, 2012-2015 yıllarında da seçilmiş il başkanı ve şimdi de tekrardan atanan il başkanı olarak partime ve teşkilatlarıma hizmet etmekten her zaman gurur duymuşumdur.
Sürecin zorluğundan veya baraj endişesinden dolayı görevden kaçmak bana göre alçaklığın en büyüğüdür. Ülkücülerin görevden kaçmasını bekleyenler de alçaklığın da altında “Çukurluk” seviyesindedirler. Bizler yani ülkücüler, bu samimi gayret ve samimi düşünceler içerisindeyken, bizleri ülkücü olmamakla, dava adamı olmamakla itham eden, başta teşkilatı kapatılmış Elazığ’ın ilk il başkanı olmak üzere ismi, cismi unvanı ve yaptığı hizmetleri ne olursa olsun en hafif ifadeyle şeref fukarası ve ahlak yoksunlarıdır.
         Partimizin daha iyi yerlere gelebilmesi için ülkücü ideolojiden taviz vermeden mücadelemiz, partimiz ve şahsımıza yapılacak her türlü saldırılara da misliyle cevap verilecek şekilde ve her zeminde son nefesimize kadar da devam edecektir."

Bakmadan Geçme