Çocuk dünya nimetleri arasında en kıymetli varlıklar arasındadır.
Bir eve bir bebeğin doğması tüm ev halkını, akrabalarını, komşularını neşe ve sevince boğar.
Peki bebek ve daha sonra çocuk olan Rabbimizin lütfu varlıklar neden bu kadar değerli?
Çünkü; onlar saf, masum, tertemizler iki yüzlü çıkarcı değiller, kalplerinde herkese kocaman yer vardır. Tek beklentileri maddiyat olmayan sevgi ve ilginin yettiği mükemmel varlıklardır.
Bu özel varlıklar daima sevgi,saygı, güler yüz, şefkat görmeli onlar bunu o kadar fazla hak ediyor ki
Peki bütün dünya çocuklarını şöyle bir inceleyelim ne haldeler, hangi şartlara sahipler.
Dünyamızın; sıcacık evlerinde oturan, anne ve babası sağ olan ve her türlü sıkıntısı giderilen
Çocukları yok maalesef.
Bizim savaş alanında bomba, kurşun sesleriyle büyüyen çocuklarımız var
Bizim açlıktan sağlığı yok olmuş çocuklarımız var
Bizim yoksulluk içinde kıvranan bir ailede büyüyen çocuklarımız var
Bizim anne ve baba şiddeti altında büyüyen çocuklarımız var
Ve bizim;
Maalesef tacize, tecavüze uğrayan ve öldürülen çocuklarımız var.
Bu çocuklar bilmezler savaş, açlık, şiddet neden olur.
Peki bizler bilmiyor muyuz? Yetişkinler olarak nasıl ve hangi vicdanla bunlara müsaade ediyoruz göz yumuyoruz, görmezden geliyoruz.
Eğer dünyanın herhangi bir yerinde çocuklar her ne şekilde olursa olsun mağdursa yetişkinler olarak gece gündüz bir göz açıp kapayıncaya kadar geçen sürede dahi rahat olamayız olmamalıyız.
Çocuk masum, çocuk savunmasız nereden bilecek sırf çıkarlarını ilah edinmiş insanların yaptığı davranışların anlamını.
Güzel bir gelecek umut ediyorsak tüm dünya çocuklarına tüm insanlık sahip çıkmak zorunda.
Bir çocukla kısa bir süre olsa da zaman geçiren kişi kendisini bütün dünyanın sıkıntısından sıyrılmış hisseder. Bu nimeti veren Rabbimize daima hamd şükür içerisinde bulunmak zorundayız.
Peygamberimizin hayatını incelediğimizde çocuklara ilgi konusunda çok güzel örneklerle karşılaşıyoruz.
Kuşu ölen çocuğa taziye ziyaretinde bulunuyor.
Başka bir örnek sahabeden Hz Enes(r.a) dile getiriyor.
Peygamberimiz beni bir görev için bir yere gönderdi, ben ise yolda giderken oyun oynayan çocukları gördüm ve onlarla oynamaya başladım, bir zaman sonra peygamberimiz gelip bana “Ey Enescik gönderdiğim yere gittin mi?” dedi. Bunu söylerken gülümsüyordu.
Hz Enes peygamberimizin on yıl hizmetinde bulundum işlerin hepsini peygamberimizin
istediği şekilde yapamıyordum fakat bir kere dahi olsa kızmadı, neden böyle yaptın veya yapmadın demedi yüzünü hiç ekşitmedi.
Peygamberimizin çocuk sevgi ve davranış şeklini torunları olan Hz Hasan ve Hz Hüseyinin çocukluğunda onlara olan davranış şeklinde de görüyoruz.
Peygamberimiz namazda iken torunları mübarek sırtlarına çıkarlarmış, torunları ininceye kadar secdesini uzatırmış.
Evet çocuklara karşı böyle naif davranan bir peygamberin ümmetiyiz Peygamberimizin çocuklara olan hassasiyetiyle onlara yaklaşmalıyız.
Onlar dünyamızı güzelleştiren sevgi pıtırcıkları ve hep öyle kalmalı.